18 Ağustos 2010

Sevgi neydi Sevgi Emekti

Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın paran var, pulun var, herşeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak,yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak ama nasıl yakışmaz sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor ama ben boşuna konuşuyorum sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.. Hıh, sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim Bey!! Sen mi büyüksün hayır ben büyüğüm, ben, Yaşar usta. Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. Gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiç birşey yapamayacaksın yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma! Dokunma oğluma! Dokunma gelinime! Eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, Yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni!! Anlıyor musun vururum ve dönüp arkama bakmam bile! (Münir Özkul)


Ne güzel bir filmdir bizim aile. Aile bağlarını, sevgiyi, birlikteliği, dayanışmayı ne güzel anlatır. Münir Özkul'un bu repliği de unutulmazdır. Bir babanın ailesi için neler yapabileceğinin en güzel kanıtıdır kurduğu cümleler. 

Sevgili seyri sefaa yolcuları ben bugün yeşil çam havasındayım. Ne dersiniz bugün ki seyehatimizi eski trük filmlerine yapalım mı.. Evet. Yapalım. 


Bana sorarsanız aşklar sevgiler dostluklar hepsi eski türk filmlerinde kaldı. Okadar güçlü değil şimdi ki duygular. Hep böle eskilerin güzelliklerinden bahsederken tek bir mısra geçer aklımdan "Biz büyüdük ve kirlendi dünya" . Hep eskiden aşklar şöyleydi, böyle fedakardı aşıklar, ah eski bayramlar, eski yılbaşları denir. Denir de değişen nedir. Biz. Eğer bizsek değişen neden eskisi gibi yaşamıyoruz. 
Çok mu zor bir sevgiyi gönülden paylaşmak, çok mu zor sevdiğinin gözlerine bakarken mutlu olmak yada gerçekten sevmek birini çok mu zor. Neydendir kaçışımız yalanlarımızın sebebi nedir. Neden nefret ediyoruz neden yalanlar söylüyoruz yada sevdiğimizden yalanlar dinliyoruz. Çok mu zor bir bayram tatile 5 yıldızlı bi otele gitmeyip akrabalarımıza bir kutu baklava alıp gitmek, bir çocuğun eline 3-5 kuruş sıkıştırıp mutlu etmek.... hiç sanmıyorum. Ya demode olmaktan korkuyoruz yada vaktimiz yok. Sanki eskiden 24 saat değildi bir gün. 
Sevmek için çaba sarf ediyorum çoğu zaman. Seviyorum da ama bi bakıyorum yalan dolan. Çünkü alışık değil kimse gerçek sevgiye alışmışlar bir kere yalana. İnanmıyor bilmiyor nasıl birşey sevgi. Fedakarlık. 


Neden bir Asya gibi sevemiyoruz İlyası. İlyas neden bırakıp herşeyi geride sevmiyor bizi Asya gibi.. Bir Cemşit olmak çok mu zor. Fedakar olmak karşılıksız vermek bir sevgiyi..Çok mu zor artık birinin Al yazmalısı olmak yada Selvi boylum demek birine....
Nasıldı:


Sevgi neydi:
Sevgi emekti.
Elinden tutsam benimle gelir mi?
Seninim işte alıp götürsene beni
Gözlerine baksam bir daha geri dönemem
Kadınım alyazmalım Asyam
Elimi tuttu sımsıcaktı
Yüreğim kaydıysa günah mı











Peki zengin erkek fakir kıza aşık olmazmı artık. Çok mu zor gelir babasının parasını bırakıp arkasında sevdiği kız koşmak. Kız sevemez mi zengin olsa da sevdiceği..Hoş şimdiki kızlar zaten zengin koca derdinde dediğinizi duyar gibiyim.. Haklısınız galiba. Belki de şöle sormalıyım. Çok mu zor zengin erkek herşeyi bırakıp size geldiğinde soğan ekmek bile yemek büyük bir sevgiyle..


Sevemez mi insan kanlısını. Şartmıdır aynı ırktan aynı etnik kökenden aynı renkten olmak. Yürek bu sever belki de Dila Hanım gibi kocasının katili Rıza Beyi. Aşk ya bu çevirir en büyük nefreti büyük bir sevdaya. Ne töre kalır karşısında ne nefret birleşen eller karşısında. İşte ne vazgeçebilrisin sevdandan ne öldürebilirsin sevdiğini. Sadece beraber ölürsün sevdiğinle. En büyük mutluluğun bu olur..
















Artık sevemezmi Mefaret hanım Kaçakçı Ömer Beyi. Bodrumlular bilir mefaret hanımı.. Ağız birliği etmiştir hepsi saklar neden nasıl öldüğünü kimse konuşmak istemez. Saygılıdır Bodrum Hakimi mefaret hanımla Ömer Beyin o imkansız aşkına. Kalmadı ki böyle sevgiler yada çok zor belkide mefaret hanım gibi sevdiğine ölüm cezası vermektense kıymak kendi canına..



Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini
Hakim Hanımın memleketi kütahya tavşan
Hakim Hanım sen ettin bizleri perişan














Böyle işte eski filmler, eski sevdalar.. Ama eskide kalmak zorunda değil. Sevda bu yürek işi.. Yokmu böle sevgi yani sevmez mi kimse kimseyi. İnandıramazsınız beni münir özkul gibi bir baba olmadığına.. Hangi baba ailesi için yapmaz fedakarlık. İnanmam bir insanın sevdiği için ölümü göze alamadığına. Aksi takdirde almasın kimse sevgi lafını ağzına..


Sadece çıkmamıştır daha karşımıza böle bi sevda. Çıkınca biliriz elbet. Yarım kalmaz yüreğimiz. Bir bütün olur cümlelerimiz. Hiç bir mısra kısa kalmaz. 
Belkide biz bakmayı bilmiyoruz. Görmüyoruz gerçek sevdayı.. Bir yara aldıysak herşey yarım mı kalmalı. Başlayabiliriz yeniden. Sevebiliriz. Eski filmlerde hayran olunan ne varsa yaşanabilir. İstemek önemli karşındaki insanı doğru seçmek. Tek gerekli şey açmak yüreğinin kapılarını ardına kadar..


Evet... Ben biraz daha yazmaya devam edersem bu bir blog olmaktan çıkıp bir romana doğru yol alacak..Sizleri sıktıysam affola. Bu aralar böyleyim. Eskiyle yeni arasında takılıp kaldım. Ne eskiye dönebiliyor ne de yeniden kaçabiliyorum. Her ikiside olmak zor. 


Barışla kalın hoşçakalın

0 yorum:

Yorum Gönder

Bir kimsenin beni yüzüme karşı medhetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkid etmeye de hakkı olması lazım
Bu nedenle olumlu yada olumsuz her türlü yorumunuz için şimdiden teşekkür ederim