Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler.Bütün ağırlığınızı ve yorğunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz.Içinizin acılarını sıkıntılarını ,kırgınlıklarını ve hayallerini yüklenen yüreginiz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız.Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir.Bazıları çamur yagmur, toz, toprak, kar buz gibi her türlü "kötu hava" koşullarına dayanıklıdır.Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak "yamulur" ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile "iki günde bozulup" gider.Aşklarıda ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz,tıpkı ayağınızda oldugu gibi yüreginizde NASIR oluşabilir.Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını begendiginiz için "zamanla açılır " diyen satıcıya inanarak alırsanız, zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar.Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel begeniye kapılıp" zamanla düzelir" diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldıgını" görebilirsiniz.Aşık olabileceginiz insan türü,tıpki ayakkabılar kadar değisik stillerde, farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir".Aşkı bir çesit serüven olarak "spor" gibi yasayanlar, aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar.Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır."Bez" ayakkabılar gibi kısa omurlu "tatil aşkları" ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur."Marka" ayakkabı alır gibi,sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna "tutulan" aşıklar görürsünüz.Katı plastikten "yagmur çizmesi" edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz.Ayrıca ne tuhaf ki,psikolojik testlerde "zaafı" olup evine sayısız çesitte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik" türde aşklara da zaafı oldugu söylenir.Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor" kullandıgınız zaman kolayca eskittiginiz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen göstermediginiz zaman kısa sürede "eskitirsiniz".Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiginizde yalnızca "bir miktar" ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da "asla eskisi gibi olmayacaktır"!
Can Yücel
Sevgili Can babanın Aşkı Onarmak adlı eserini sizlerle paylaştım. Ben bu yazıyı seviyorum sizin de seveceğinizi düşündüm. Umarım yanılmam.
Sadece bir hikaye ile kalmayacağımı bilirsiniz. İşte size ikinci hikayem
Hep arkası yarın! arkası yarın! arkası yarın!
Sanki hep arkalarda kalmışçasına yarın!
Sanki hep arkalarda kalması gerekirmişçesine yarın
Bölük pörçük yaşanırken aşklar, acılar, nefretler
Başka insanların dillerinde, başka oyuncuların yeteneğinde
Radyo oyunlarına benzer insan hayatı
Efektler kimin elinden, seslendirenler kim, konu ne
Bir dinleyici gibi oturursunuz kendi hayatınızın önüne
Meraklanırsanız, heyecanlanırsınız, sinirlenirsiniz de
Oysa kahramanı olduğunuz oyunda
Habersizken olanlardan, olacaklardan
Ağlarken ince ince siz, titrerken yarım yarım..
Radyo oyunlarına benzer insan hayatı
Hep
Arkası yarın!
Arkası yarın!
Arkası yarın!
küçük iskender
Dilsizim bu ara.
Yürünecek yol çok,
Yorgunum bu ara.
Ruhsuzum bu ara
Bu yüzden dargın mısralar bana..
3 yorum:
Yönetici arkadaşa teşekkür ederim... En kısa sürede ruhumla barışmalıyım... mısralar kısa kalıyor...
Eline,yüreğine sağlık Çiğdemcim ne güzel bir post olmuş bu böyle :)
Teşekkür ederim fulyacım. Devamı gelecek biliyorsun...
Rica ederim mehmet bey şiirinizi yayınlamaktan mutluluk duydum. Ayrıca ruhunuzla kısa sürede barışmanızı diliyorum. Ne mısralar yarım kalsın ne de ben şiirsiz.
Yorum Gönder
Bir kimsenin beni yüzüme karşı medhetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkid etmeye de hakkı olması lazım
Bu nedenle olumlu yada olumsuz her türlü yorumunuz için şimdiden teşekkür ederim